Karakter Analizi Serisi 4 - Gregory House / House M.D.

"Everybody lies." , "Cancer is boring." ya da "I feel nothing. Which feels great." sözleriyle akıllarda yer edinen House ,  bacağındaki kronik acı sebebiyle zor bir karakter olmasıyla birlikte aşırı zeki,  takıntılı,  manipüleci, açık sözlü ve belli etmek istemese de özünde iyi bir insandır.  Hayatı boyunca hayatın anlamını arayan House, bu özelliğiyle çok ilgimi çekiyor. Belki de hayatın anlamı budur. Yani belki de hayatın anlamı hayatın anlamını aramaktır. 😁 Başka bir yazımda da hayatın anlamından bahsedeceğim bu arada.

House arkadaşı olmak istemeyeceğiniz fakat doktorunuz olması için dua edeceğiniz birisidir. Ama şahsen ben Wilson olmak isterdim. Ne kadar işi zor da olsa House'un en yakın arkadaşı olmak isterdim. 😊

House'un belki de en sevdiğim özelliği tepkilerinin ve davranışlarının tahmin edilemez oluşudur.

SPOILER / DİKKAT

House dizisinin en sevdiğim sahnelerinden biri. 😊 Bu sahnede bir çocuğun ameliyatı öncesi House'un asistanları ne yaptıysa çocuğa narkoz verememişlerdir. House içeri girer ve narkozu önce kendisi solur,  biraz başı döner, ardından çocuğa uzatır ve çocuk da solur. Herkes şaşırır ve House cevap olarak "Çocuklar biz ne yaparsak onları yaparlar." der.

Karakter Analizi Serisi 3 - Ted Mosby / How I Met Your Mother

Karşınızda Schmosby!

Benim şahsen izlediğim dizi ve filmler arasında türünün tek örneği diyebilirim. Hayatı boyunca hep aşkı arayan Ted, içine kapanık, sakin ve biraz da sabit fikirli. "Ansiklopedi" yi nasıl okuduğunu bilenler bilir. :) Ama Ted'in en sevdiğim özelliği her zaman doğruyu ayırt edip uygulayabilmesidir. Karar mekanizması ve azmi yönünden kendime benzettiğimi söyleyebilirim. Bu arada Ted bir mimar. Arkadaşlarını, anlattığı yapı ve mimar hikayeleriyle sıksa da arkadaşlarının onu susturmak için yaptığı hareketleri görmeye değer. :) Hele Robin'in başlattığı "osuruk sesi" akımı. 😀










   DİKKAT / SPOILER 
   İşte Ted'in en sevdiğim sahnesi; 

Bu bölümde Lily hamile olduğunu sanıyor. Haber yayılınca herkes hayatlarını sorgulamaya başlıyor. Herkes Lily'nin bu kadar ciddi bir şey yaşadığını görünce dünyaya bir kere gelindiğini akıllarından geçirip o an vermeleri gereken kararları bu duruma göre veriyorlar. Sonraki gün hamileliğin yanlış alarm olduğu ortaya çıkıyor. O akşam grup sinemada buluşuyor. Kendisi hariç herkesin Lily'nin hamile olmaması yüzünden kararlarından caydığını gören Ted, teker teker herkese fırça çekip herkese zorla doğru kararı verdirtiyor. Herkes konuşulanları uygulamaya gidiyor ve Ted sinemaya tek kişilik bilet isteyip içeri giriyor.

Not: Doctor X'in sen olduğunu hepimiz biliyoruz Ted. 😂

Anlık Düşünceler Serisi - "Aptallık sonsuzdur."

"Sadece iki şey sonsuzdur, evren ve aptallık, ve ilkinden emin değilim."

Ne kadar da şairane değil mi? Einstein'ın en iyi sözlerinden bir tanesi. Aptallık gerçekten sonsuz. Bu sözünün içinde derin bir mesaj var aslında. Genellikle bu sözü duyanlar sözün ne kadar derine gittiğini farkına varmıyor. "Aptal insanlara nazaran söylenmiş işte." gibi laflarla geçiştiriyorlar. Temelinde yatan ifade aslında şu: Zeka ve aklın güncel bir sınırı vardır. Zaman ilerledikçe bu sınır genişlese de mantıken sınır değişmez. Tıpkı dairesel yörüngenin ivmesi gibi. Mantıken hız değişmez ama ivme vardır. Ama bu nasıl olabilir? İşte Einstein bunu anlatıyor. Akıl ve zekada bunları söyleyebiliyorken bunların tam tersi olan aptallığın güncel bir sınırının olmadığını, her zaman daha aptal birilerinin olacağını söylüyor. Yani kısacası dünyanın en zekisi diye bir tabirden söz edebilirsiniz ama dünyanın en aptalından asla!

Phoebe Buffay - Smelly Cat

Sözlerinin Orijinali:

Smelly cat, smelly cat what are they feeding you?

Smelly cat, smelly cat it's not your fault...

They won't take you to the vet.

You're obviously not their favorite pet.

You may not be a bed of roses,

And you're no friend to those with noses.

Smelly cat, smelly cat what are they feeding you?

Smelly cat, smelly cat it's not your fault!

Türkçesi:

Kokulu kedi, kokulu kedi, seni neyle besliyorlar?

Kokulu kedi, kokulu kedi, senin suçun değil...

Seni veterinere götürmüyorlar.

Belli ki onların favori evcil hayvanı değilsin.

Güllerden bir yatak olmayabilirsin,

Ve o burunlularla arkadaş değilsin.

Kokulu kedi, kokulu kedi, seni neyle besliyorlar?

Kokulu kedi, kokulu kedi, senin suçun değil!

Karakter Analizi Serisi 2 - Phoebe Buffay / Friends

Phoebe Buffay - Sezon 1 

Kimi zaman tatlılığıyla tebessüm ettirdi, kimi zamansa aptallığıyla güldürdü. Phoebe Buffay, kısaca Pheebs. Açıkçası ben onun hiçbir zaman aptal olduğunu düşünmedim. Garip düşünce tarzı ve tuhaf hareketleri vardır ama hepsinin içinde birer mesaj olduğunu düşünüyorum. Bunu söyleyebiliyorum çünkü çoğunu çözdüğümü söyleyebilirim. Mesela çok açık bir örnek: Smelly Cat. :) Pheobe bu şarkısıyla gerçekten kalbimde yer edinmiştir. Çok basit ve komik gelebilir ama anlamlı olduğunu düşünüyorum.

Sadece ilk 3 sezonu izleyenler Phoebe'yi tırtıl olarak tanımış olabilirler ama onun aslında bir kelebek olduğunu sonradan anlıyorsunuz. :) Zamansız şakaları ve hapis hikayeleriyle yeri gelir şaşırtır, yeri gelir güldürür. Dizide en yakın olduğu kişi Joey'dir.

Bizim bildiğimizi bildiklerini bildiğimizi bilmiyorlar.

Phoebe ayrıca benim favori karakterimdir. Dizide en yakın hissettiğim kişidir. Hayata hep olumlu bakan, garip, kötü veya olumsuz durumlara ilginç, şaşırtıcı ve olumlu tepkiler verebilen, asla enerjisini kaybetmeyen bir yapısı vardır. En sevdiğim özelliği ise asla tahmin edilemez oluşu. :)

Phoebe ve Joey satranç oynarsa

Nostalji / Yani SPOILER :)
Ve işte o efsane sahne. Phoebe ve Joey'in satranç macerası. Bu sahnede bir kaç hamle yaptıktan sonra Joey "Bence gerçekte nasıl oynandığını öğrenmeliyiz." diyor. Bunun üzerine Phoebe bir tek bir taşla diğer tüm taşların üzerinden geçip kazandığını söylüyor. Joey şaşkınlıktan sonra cevap olarak şunu söylüyor: "Güzel hamleydi." Gerçekten kaybettiğini düşünüyor. Bu tepkisine bayılıyorum. :)

Evanescence - My Immortal

"When you cried I'd wipe away all of your tears,
When you'd scream I'd fight away all of your fears,

and I held your hand through all of these years,

But you still have all of me..."

En sevdiğim kısmı yukarıdaki dörtlük. Bir şarkı bir insanı nasıl bu kadar etkileyebilir anlayamıyorum. Beni ağlatabilen tek şarkı bu şarkı ve yeri değiştirilemez benim için. Piyanoya zaten aşığım ama bir de sözlerinin de insana dokunması ayrı bir güzel. Amy Lee'nin başyapıtıdır bu eser bence. Sözlerinin orijinal ve Türkçesini aşağıda bulabilirsiniz. 

Orjinali

I'm so tired of being here

Suppressed by all my childish fears

And if you have to leave

I wish that you would just leave

'Cause your presence still lingers here

And it won't leave me alone

These wounds won't seem to heal, this pain is just too real
There's just too much that time cannot erase

When you cried, I'd wipe away all of your tears
When you'd scream, I'd fight away all of your fears
And I held your hand through all of these years
But you still have all of me

You used to captivate me by your resonating light
Now, I'm bound by the life you left behind
Your face it haunts my once pleasant dreams
Your voice it chased away all the sanity in me

These wounds won't seem to heal, this pain is just too real
There's just too much that time cannot erase

When you cried, I'd wipe away all of your tears
When you'd scream, I'd fight away all of your fears
And I held your hand through all of these years
But you still have all of me

I've tried so hard to tell myself that you're gone
But though you're still with me, I've been alone all along

When you cried, I'd wipe away all of your tears
When you'd scream, I'd fight away all of your fears
And I held your hand through all of these years
You still have all of me, me, me.

Türkçesi

Burada olmaktan çok yoruldum,

Tüm çocukluk korkularım tarafından baskılandım,

Ve eğer gitmek zorundaysan,

Sadece gitmeni diliyorum,

Çünkü varlığın hala burada,

Ve beni yalnız bırakmıyor.

Bu yaralar iyileşecek gibi değil, bu acı çok gerçek sadece,

Zamanın silemeyeceği çok şey var sadece.

Ağladığında gözyaşlarını silerdim,

Çığlık attığında tüm korkularınla savaşırdım,

Ve bunca sene elinden tuttum,

Ama sen hala benim tüm benliğime sahipsin.

Yankılanan ışığınla cezbederdin beni,

Şimdi arkanda bıraktığın hayata mecburum,

Yüzün, benim hoş hayallerimi rahatsız ediyor,

Sesin, tüm akli dengemi kovaladı.

Bu yaralar iyileşecek gibi değil, bu acı çok gerçek sadece,

Zamanın silemeyeceği çok şey var sadece.

Ağladığında gözyaşlarını silerdim,

Çığlık attığında tüm korkularınla savaşırdım,

Ve bunca sene elinden tuttum,

Ama sen hala benim tüm benliğime sahipsin.

               Kendime senin gittiğini söylemeyi çok denedim,

               Ama hala benimle olsan da, başından beri yalnızdım.

               Ağladığında gözyaşlarını silerdim,

               Çığlık attığında tüm korkularınla savaşırdım,

               Ve bunca sene elinden tuttum,

               Sen hala benim tüm benliğime sahipsin...

Anlık Düşünceler Serisi - Oruç tutmanın yararları

Dinden bağımsız olarak düşünürsek bence oruç tutmak yapabileceğiniz en güzel şeylerden bir tanesi. Sağlığınız açısından yararlı olduğunu ben değil doktorlar söylüyor, ben ayrıca psikolojik açıdan da yararlı olduğunu düşünüyorum. Öncelikle bir kere kişiyi dizginliyor ve sabretmeyi öğretiyor. Siz farketmeseniz de karakterinizin oturmasına yardımcı oluyor ve sabır etmeye karşı kişiliğinizin nasıl tepki verdiğini, açlığa karşı vücudunuzun ve bilincinizin tepki gücünü tespit edebilir ve kendinizi tanımada önemli bir adım atabilirsiniz. Ayrıca empati gücünüzü de arttırır, açlığın nasıl bir şey olduğunu ve insana neler yaptırabileceğini en azından tahmin edebilmeye başlarsınız.